HAKARET - EVLİLİK BİRLİĞİNİN DEVAM ETMESİ - AFFETME

yuksekkaya April 15, 2024

2. Hukuk Dairesi         2021/3522 E.  ,  2021/4788 K.


Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen manevi tazminat ve kendisinin tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:


1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.


2-İlk derece mahkemesince davacı-davalı kadın ağır kusurlu bulunarak açılan karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile erkek yararına manevi tazminata, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş, bu karar davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve feriler yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı-davalı kadın tarafından yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz edilmiştir.


İlk derece mahkemesince kadına “şerefsiz, adi köpek, s...iyimiydi, gavat, o... çocuğu, eşinin babasına da o... çocuğu demek suretiyle hakaret ve eşine ve ailesine ağza alınmayacak küfürler” ettiği bu nedenle kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanmaya karar verilmiş ise de; toplanan delillerden, davacı-davalı kadına kusur olarak yüklenilen eşine ve ailesine hakaret vakıasına davalı-davacı erkek tarafından dayanılmadığı, erkeğin belirttiği hakaret vakıalarının ise düğün merasimi sırasında gerçekleşen olaylara ilişkin olduğu, düğün merasimi tamamlanıp sonrasında birlikte yaşamın bir süre devam ettiği anlaşılmaktadır. O halde erkeğin, düğün merasimi sırasında meydana gelen olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmektedir. Dayanılmayan ve hoşgörü ile karşılanan vakıalar ise kadına kusur olarak yüklenilemez. Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre de taraflar eşit kusurludur. Bu itibarla, kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.


3-Yukarıda 1 bentte açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m.174). Mahkemece kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.


4-Davacı-davalı kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.


SONUÇ: Yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.06.2021 (Pzt.)



 

Paylaş

TEFECİLİK SUÇU VE ŞARTLARI

yuksekkaya January 17, 2023

HARÇ ALINMADAN KARAR VERİLEMEZ

yuksekkaya February 08, 2023

FAZLA CEZAYA HÜKMETMEK - BOZMA

yuksekkaya January 25, 2023