BOŞANMAK İSTEMEDİĞİNİ SÖYLEMEK AF OLARAK DEĞERLEMDİRİLEMEZ - KUSUR BELİRLEMESİ KESİNLEŞEN VE SONRADAN ORTAYA ÇIKAN OLAYLARLA BELİRLENİR

yuksekkaya October 16, 2022

2. Hukuk Dairesi 2020/274 E.  , 2020/632 K.

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:


Dava Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesiyle düzenlenen boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince, davanın TMK 166/son gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karara karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince istinaf talebi kabul edilerek, davalı kadının süresinden sonra talep ettiği maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde yeniden hüküm kurulmuş, davalı kadın bu karara karşı temyiz talebinde bulunmuştur.


1- İlk derece mahkemesince, “Davalının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Davalı kadın tarafından, ilk derece mahkemesince yoksulluk nafakası yönünden verilen bu hükme karşı istinaf kanun yoluna müracaat edilmediğinden yoksulluk nafakası yönünden ilk derece mahkemesi kararı kesinleşmekle bu hususa yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;


a- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ilk derece mahkemesince davalının yoksulluk nafakası istemiyle ilgili verilen hükmün temyiz edilmemesine karşın, bölge adliye mahkemesince bu konuda yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.


b- Davacı erkek tarafından açılan  boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır. Fiili ayrılığa esas ilk boşanma davası; davacı erkek tarafından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak açılmış ve dava, davacı erkeğin sadakatsiz olduğu kabul edilerek tam kusurlu olduğundan bahisle reddedilmiştir. Davacı erkeğin halen bir başka kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır.
 

Mahkemece, her ne kadar kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini beyan etmesi erkeği affetmesi olarak kabul edilmiş ise de; kadının yargılama sırasında boşanmak istemediğini belirtip davanın reddini savunması af olarak nitelendirilemez.

 

Kusur durumları belirlenirken, daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen kusurlu davranışlar ile sonradan oluşan kusurlu davranışların da dikkate alınması gerekir.
 

Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü zorunludur. Durum böyle iken, kadının eşini affettiğinden bahisle davacı erkeğin kusursuz olduğunun kabulü doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kusura ilişkin gerekçenin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).


SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden REDDİNE, yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesinin kararının kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.02.2020

Paylaş

TEFECİLİK SUÇU VE ŞARTLARI

yuksekkaya January 17, 2023

FAZLA CEZAYA HÜKMETMEK - BOZMA

yuksekkaya January 25, 2023

HARÇ ALINMADAN KARAR VERİLEMEZ

yuksekkaya February 08, 2023