DURUŞMADAN BAĞIŞIK TUTULMA - KARAR DURUŞMASI - SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI

yuksekkaya October 16, 2022

4. Ceza Dairesi         2021/35679 E.  ,  2021/30044 K.


Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 22/03/2011 tarih ve 2010/345 esas, 2011/197 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,


Dairemizin 19/11/2015 gün ve 2013/27133 esas, 2015/38200 sayılı kararıyla;


“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:


Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.


Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;


1-Sanık ...'e yükletilen yaralama ve tehdit ile sanık ...'e yükletilen tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin, Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı


Anlaşıldığından sanıklar ... ve ...'in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,


2-Sanık ...'e yükletilen hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir,


Ancak;


a-Sanık hakkında yaralama suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde, gerekçeli kararın kabul kısmında, sanığın “silahla yaralama eylemi sabit olduğundan, TCK 86/2-3e madde ve fıkraları gereği cezalandırılmasına” ibaresi bulunmasına karşın, hüküm kısmında hakaret suçundan TCK'nın 125/1-4. maddeleri gereği mahkum edilmek suretiyle karışıklığa neden olunması,


b-İddianamede sanığın, müşteki ...'a hitaben “ne bakıyorsun lan sinema mı oynuyor” demek suretiyle, mağdur ...'a “sinkaflı söverek” ve olayları izleyen kalabalık gruba “hepinizi sinkaf ederim” diyerek hakaret ettiğinin belirtilmesi, mağdur ...'ın, duruşmada şikayetinden vazgeçtiği, kalabalık gruptan kimsenin şikayet yoluna başvurmadığının anlaşılması karşısında, müşteki ...'ın usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilerek şikayetçi olup olmadığı ve uzlaşmak isteyip istemediği de sorularak sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi,


Kanuna aykırı ve sanık ...'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
" şeklinde karar verilmiştir.


I- İTİRAZ NEDENLERİ


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2021 gün ve 2021/110136 sayılı yazısında özetle;
"İtiraza konu uyuşmazlık; CMK'nın 196.maddesine aykırı olarak sanığın savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığının belirlenmesine ilişkindir.


Sanığın 06/07/2010 tarihli celsede savunması alınmıştır. Duruşma sırasında duruşmadan bağışık tutulma hakkı hatırlatılmadığı gibi sanık da bu konuda beyanda bulunmamış,


Mahkeme tarafından da bağışık tutulma konusunda bir karar verilmemiştir.


Uyap kayıtlarının tetkikinde; sanığın kararın verildiği 22/03/2011 tarihinde yargılamanın yapıldığı Ankara Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin yargı çevresinde bulunan Sincan 2 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğunun anlaşılması karşısında; duruşmalardan vareste tutulma talebi bulunmayan ve bu hususta Mahkemece karar verilmeyen sanığın yokluğunda karar verilmek suretiyle CMK'nın 196.maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlandığı değerlendirilmekle, Dairenin onama kararına itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.


SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) İtirazımızın KABULÜNE,
2-) Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/11/2015 gün ve 2013/27133 Esas-2015/38200 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-)Dosyanın itirazen incelenerek; hükmün BOZULMASINA karar verilmesi,
4-) İtirazımızın yerinde görülmemesi durumunda dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
Karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur.
" şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


II- İTİRAZIN KAPSAMI


İtiraz, Ankara Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22/03/2011 tarih ve 2010/345 esas, 2011/197 karar sayılı ilamı ile tehdit suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 19/11/2015 gün ve 2013/27133 esas, 2015/38200 sayılı kararında hukuka aykırılık bulunup bulunmadığına ilişkindir.


III- DEĞERLENDİRME


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın söz konusu itirazı üzerine yapılan incelemede, Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/345 esas sayılı dosyası kapsamında sanık ... hakkında yapılan yargılamanın 06.07.2010 tarihli duruşmasında sanığın duruşmalardan bağışık tutulma talebi sorulmadan savunmasının alındığı, mahkeme tarafından sanığın yokluğunda yargılamaya devam edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.


5271 sayılı CMK'nın ''sanığın duruşmadan bağışık tutulması'' başlıklı 196. maddesi uyarınca; Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizcede benimsenen 03/04/2018 tarih, 2014/851 esas ve 2018/144 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir.


Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay hakkında yapılan değerlendirmede, sanığın tehdit suçundan yargılandığı Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/345 esas, 2011/197 karar sayılı dosyası kapsamında, karar tarihinde aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına karar verilmeksizin kısa kararın okunduğu duruşmaya getirtilmeyerek hakkında mahkumiyet hükmü kurulması 5271 sayılı CMK’nun 196.maddesine aykırı olduğundan, sanığın savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olduğu kabul edilmiştir.


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği itiraz yazısındaki düşünce yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca, Sincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen 22/03/2011 gün ve 2010/345 esas, 2011/197 karar sayılı ilamın, tehdit suçu yönünden yeniden incelenmesi sonucu;


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz gerekçesi yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,


Yargıtay 4. Ceza Dairesince verilen 19/11/2015 gün ve 2013/27133 esas, 2015/38200 sayılı kararının itiraz nedeniyle sınırlı olarak KALDIRILMASINA,


Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:


Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.


Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.


Ancak;


Başka suçtan Sincan 2 Nolu L tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi bulunmayan sanık ...'in kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılması,


Kanuna aykırı ve sebepleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Paylaş

TEFECİLİK SUÇU VE ŞARTLARI

yuksekkaya January 17, 2023

FAZLA CEZAYA HÜKMETMEK - BOZMA

yuksekkaya January 25, 2023

HARÇ ALINMADAN KARAR VERİLEMEZ

yuksekkaya February 08, 2023